Mesele bir Armani, Dior meselesi değil… Kartlar yeniden karılacak

MODA dünyası uzun süredir ‘İtalya’daki Çin’den bahsediyordu. Gemilerle onbinlerce Çinli işçi’nin İtalya’nın orta ve güney bölgelerine getirildiği ve neredeyse ‘kölelik’ sistemini aratmayacak şartlarda atölyelerde çalıştırıldıkları da uzun zamandır bilinen bir durumdu. Ancak dünyaca ünlü moda devlerinin adı karışınca olayın boyutu büyüdü. Yine kimse Çinli işçilerin haklarını öne çıkarmıyor. Şok eden olay biri Fransız kökenli bu iki markanın düşük maliyetlere ürettirdikleri çanta vs ürünleri müthiş fiyatlarla rafa çıkarması oldu. İki firmanın da İtalya’daki üretim operasyonlarına kayyum atandı.

İTİBAR SORUNU

Olaya Türk hazırgiyim ihracatçıları açısından bakıldığında bütün üreticiler asıl meselenin çifte standart uygulaması ve ‘made in Italy’ gibi önemli bir markanın sorgulanması olduğu konusunda hemfikir. İtalya pazarını iyi takip eden Orka Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, “Zaten bir ikili uygulama vardı. Çin’deki fabrikaları denetlerken ‘kendi ülkelerinin regülasyonlarına bakarız’ diyenler, Türkiye’yi uluslararası kriterlere göre notladılar. Bize uluslararası regülasyona göre denetimler yaptılar. Şimdi İtalya da bundan nasibini aldı. İtalya’daki Çin’i yarattılar. İtalya’da kimine göre 150-200 bin Çinlinin çalıştığı bölgeler var. Biz bunu biliyoruz. Bu markalar da o bölgelerdeki tedarikçilere üretim yaptırıyordu. Bu üretim yerlerinde regülasyonlara uyulmuyordu. Bu biliniyordu” dedi. Peki bilinen bu gerçek neden şimdi ortaya çıktı? Orakçıoğlu’na göre COVID-19 sonrası normalleşme ile birlikte İtalya’daki üreticiler haksız rekabetten şikâyet etmeye başladılar. Denetim mekanizması üzerinde baskı oluştu. Orakçıoğlu, önümüzdeki dönemde bu olayın söz konusu iki markanın dışına taşabileceğini ve denetimlerin yoğunlaşacağını da vurguladı. “Şimdi denetimlerin arkası gelince başka şeyler de ortaya çıkacak. İki marka ön plana çıktı ama kimler var başka bilemiyoruz” dedi.

Belli ki olayın boyutları değişebilir. Armani ve Dior krizleri uluslararası denetim şirketlerinin de sorgulanacağı yeni bir dönemin miladı olabilir.

ORKA HOLDİNGYÖNETİM KURULU BAŞKANI SÜLEYMAN ORAKÇIOĞLU: İHRACATÇI ÖNE ÇIKACAK

Moda dünyasında denetimler artırılıp sürdürülebilir üretim kriterleri gerçek anlamıyla çalışırsa Türk üreticisi nasıl etkilenir? Hazırlıklarını yapan, dönüşüm yatırımına bütçe ayıranlar kendine güveniyor. Süleyman Orakçıoğlu, bu konuda Türkiye’de kendini kanıtlamış üreticiler olduğu görüşünde. “Zaten AB’nin stratejisi sürdürülebilirlik ve dijitalleşme odaklı. Yeni dönem özellikle kendini bu doğrultuda pozisyonlayanlar için avantaj olacak. Biz bu altyapıyı oluşturmuş durumdayız. Ayrışıyoruz. Alıcılar da bu üreticilerle sertifikalı olarak üretim yaptıracak. Bundan böyle sertifikalar ürün etiketine koyulacak. Sektörün tamamı buna hazırlanmalı. Eşit koşullarda olduğumuz sürece Türk ihracatçısı kendini öne çıkarabilir” diye konuştu.

TİM BAŞKANI MUSTAFA GÜLTEPE: DENETİMDE ‘SÜPER LİG’DEYİZ

TİM Başkanı Mustafa Gültepe İtalya’daki gelişmeleri değerlendirirken, “Her ülke pandemi sonrasında üretimi kendi sınırları içine taşıma yoluna gitti. Çünkü bu marka algısını etkiliyor. Made in Italy daha farklı algılanıyor. Fiyat meselesi de devreye girince gidip Çin’den işçiler getirdiler. Burada bir çifte standart var. Uluslararası markalar bizi denetliyorlar. Ama İtalya gözden kaçtı nedense” diyen Gültepe, bu olayın Türkiye’ye uzun vadede katkısı olacağı inancında. Gültepe, bunu da şöyle açıkladı: “Bundan sonra sadece Armani ve Dior değil, sadece İtalya da değil bütün ülkelerde bütün markalar daha dikkatli olacak. Türkiye ise bu konuda hazır. Biz zaten çok sıkı denetleniyoruz. Denetimde ‘süper lig’deyiz. Herkes aynı şartlarda denetlenirse Türkiye avantajlı durma gelir.”

TÜRKİYE GİYİM SANAYİCİLERİ DERNEĞİ BAŞKANI RAMAZAN KAYA: ‘TÜRKİYE DAHA İZLENEBİLİR’

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya da Armani ve Dior ile patlak veren denetim sürecinden Türkiye’nin kazançlı çıkacağı görüşünde. Bunun nedenini şöyle açıklıyor; “İki mesele var. İtalya’daki olay denetim mekanizmasını değiştirecek. Daha sıkı hale getirecek. Bunun yanında Avrupa’daki siyasi gelişmeler de etkili olabilir. Sol partilerin öne çıkmasıyla sürdürülebilirlik ve çevreci üretimin etkisinin artacağı beklentisi var. Cevreci üretim ve sürdürülebilirlik anlamında Türkiye’deki üreticiler daha izlenebilir duruma geldi. Yıllardır bu sistemlerin içindeyiz, büyük gruplara üretim yapıyoruz. Sertifikalandırma bizde çok güçlü. Türkiye rakiplerinin önüne çıkacaktır. ”

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir