Cem Boyner: Bu ülkede sabah uyandığınızda ne olacağı belli değil

Ticari Gayrimenkul Geliştirme Şirketi ECE, 25. Yılını Perakende ve Gayrimenkul Zirvesi’nde Kutladı

Türkiye ve Avrupa piyasalarında faaliyet gösteren ticari gayrimenkul geliştirme yönetimi ve danışmanlık şirketi ECE, Türkiye’deki 25. yılını 14. Perakende ve Gayrimenkul Zirvesi’nde coşkuyla kutladı. Zirvede Boyner Grup Yönetim Kurulu Başkanı Cem Boyner, Türkiye perakende sektörünün geçmişten geleceğine dönüşümü konusunda önemli açıklamalarda bulundu.

Boyner, Türkiye’de faaliyet gösteren işletmeler için artık kur, faiz, kira ve ücret gibi temel maliyet kalemlerinin tahmin edilemez bir hal aldığını vurgulayarak, bu giderlerin kontrolünün kendilerinin dışında olduğunu belirtti.

Cem Boyner: Müşteriyle Kurulan İlişki Başarıyı Getiriyor

Cem Boyner, iş hayatına başladığı döneme ve Boyner grubun sektördeki konumuna ilişkin bilgiler verirken, şunları söyledi: “Perakende sektöründeki ilk deneyimim Osmanbey’deki mağazamızda yaşandı. Küçük yaşta ürünleri askıya asarak işe başladım. Ancak müşterilerle ilişki kurmaktan çekiniyordum. Bir müşteri bir cekete bakarken uzaktan babamın sesini duydum, ‘Oğlum, o ceket sen kımıldamazsan kendi kendini satmaz’ dedi. Aile olarak 80-85 yıllık bir perakende geçmişimiz var. Başından beri müşteri odaklı çalışıyoruz. İki gözümüz varsa biri ürün ve hizmette, diğeri müşteride olmalı.” şeklinde konuştu.

Boyner, işletmelerin en önemli 4 giderinin kur, faiz, ücretler ve kira olduğunu belirtirken, bu unsurların kontrolünün ellerinde olmadığının altını çizdi. “Kur, faiz, ücret ve kira gibi ana faktörler artık çantada keklik değil.” diyen Boyner, belirsizliklere dikkat çekti.

Cem Boyner: Belirsizlikle Başa Çıkmak İçin Müşteriyle İşbirliği Şart

Belirsizliklerden bahseden Boyner, “Hiçbir şeyi kestiremezsin bu ülkede. Şartlar sonsuza kadar zorlanmalı, müşteriyle işbirliği yapılmalı ve yaratıcı çözümler sunulmalıdır. Bir sorun karşısında beklemek yerine harekete geçmeliyiz. Kontrolümüz dışındaki unsurlara karşı müşteriyle birlikte hareket etmeliyiz.” şeklinde konuştu.

ECE Marketplaces CEO’su Joanna Fisher da zirvede “Ticari Gayrimenkulün Geleceğini Şekillendirmek” başlıklı bir konuşma yaptı. Fisher, Türkiye’deki yüksek enflasyonun sektör üzerindeki etkilerine değinerek belirsizliğin temel gündem maddesi olduğunu vurguladı.

Joanna Fisher: Belirsizlik Ortamında İstikrar Şart

Fisher, “Enflasyonun azalması olumludur ancak tüketicilerin geleceğe bakış açısını etkileyen belirsizlikler vardır. Tüketiciler, geleceği göremedikleri için harcamalarını kısıtlamaktadır. Perakende ve gayrimenkul sektörü istikrarlı ve pozitif bir ortama ihtiyaç duymaktadır.” değerlendirmesinde bulundu.

Related Posts

İflasın eşiğindeydi: Zorlu Holding 2 bin kişiyi işten çıkarıyor

Zorlu Holding, borç yükünü hafifletmek için yeniden yapılanma sürecine giriyor. Şirket varlık satışları ve iş gücü azaltımı gibi adımlarla mali yapısını güçlendirmeyi hedefliyor. Ekonomik baskılar, bu süreci daha da kritik hale getiriyor.

Çin ABD’den poliformaldehit kopolimer ithalatına gümrük vergisi getirdi

Çin Ticaret Bakanlığı ABD, Avrupa Birliği (AB), Japonya ve Tayvan’dan gelen ürünlerin Çin pazarında daha düşük fiyatla satıldığının tespit edildiği belirtildi. Buna göre Çin, ABD’den poliformaldehit kopolimer ithalatına yüzde 74,9 gümrük vergisi getirdi.

Üç maden ocağında ‘grizu’ tehlikesi

Müfettişlerin ‘riskli’ diyerek inceleme istediği madenler için Enerji Bakanlığı ve TTK
yöneticileri ‘risk yok, üretime devam’ dedi. CHP’li Yavuzyılmaz, ‘Grizu’ tehlikesine dikkat çekti.

Trafikte bunları yapan sürücülere hapis cezası geliyor

Yeni yargı paketinde trafik güvenliği ve kamu düzeni için cezalar artırılıyor. Paket, trafikte yol kesen sürücülere 3 yıl hapis cezası verilmesini öngörürken, düğün, nişan ve asker uğurlamalarında havaya ateş açanları da 5 yıla kadar hapisle cezalandırmayı hedefliyor.

SGK uzmanı Özgür Erdursun: İkramiye değil, maaş zammı gerekli

SGK uzmanı Özgür Erdursun: İkramiye değil, maaş zammı gerekli

Duygular tercüme edilebilir mi? Ya da öznenin duygusu tarihin hatırlatıcısı olabilir mi?

Başkasının hayatı bize ne anlatır? Ya da başka bir kültürde başka bir dilin içinde sunulan görsel metin hepimiz için aynı derecede okunaklı mıdır? Metni görür, dilini çözer, duygusunu yerleştirir, yerleştirdiğimiz duyguyu deneyim hanemize kolaylıkla dahil eder miyiz? Bu soruların cevabını önemsiyorum. Çünkü internet ile birlikte elinde akıllı telefonu, masasında bilgisayarı ve sınırsız internet paketi olan faniler olarak –sakın yanlış anlaşılmasın dizi filmdeki fanilerden bahsetmiyorum- her birimiz